KÖYÜMÜZ
KÖYÜMÜZ
Köyümüz 1160 yıllarında köye gelen Gayrimüslimler ve Türkler tarafından 160 hane olarak kurulmuştur. Ayrıca Orta Asya dan da diğer Türk kabileler gelerek köyün şu anki yerleşim yerine yerleşmişlerdir. Köy şu an 200 hane olup 100 haneden fazlası doludur. Fakat 1950 yılından itibaren Ekonomik ve Sosyal yetersizlikler nedeniyle köyün büyük çoğunluğu Metropol illere göç etmiştir halen köyde 100 haneden fazla insan yaşamaktadır. Köyümüzün asıl isminin Kör Han olduğu daha sonra Horhun adını aldığı rivayet edilmektedir.Tokat’a giden ipek yolu köyümüzden geçmektedir.Arazi ismi olarakta Tokatyokuşu ismi ile anılan yer de bu görüşü doğrulamaktadır. Çevrede daha çok Horhun ismiyle bilinir.Daha sonra Düzyayla ismini almıştır.Köyümüz Hafik’e 13 km, Sivas’a 50’dir.Koşutdere, Bayıraltı, Düğer, Üzeyir, Karlı, Emre Köyü Komşu köylerdir. Yüzölçümü bakımından oldukça geniştir. Geçim kaynağı tarım ve hayvancılığa dayanır. Doğal su kaynakları bakımından oldukça zengindir. İlçe ve çevre köylerin bir çoğunun su ihtiyacı köyümüz su kaynaklarından karşılanmaktadır. Köyümüzde bir adet Camii, İlk Öğretim Okulu ,Kooperatif binası ve bir adet Sağlık Ocağı bulunmaktadır. Köyümüzün altından akan ırmak ve arazimizden geçen Korkutan Irmağı köyümüze hayat vermektedir. Bu ırmaklar Hafik’te Kızılırmak’a karışmaktadır. Düzyayla köyü, Hafik’in kuzeyinde yer alır. dik bir yamaca yerleştirilmiş, dere yatanığına bakmaktadır. Köyün tam karşısında yer alan doğal kayalık tepe SERENİN TEPESİolarak adlandırılmakta ve bu tepede kaçak kazı çukuru ya da seramik bulunmadığı söylenmektedir.Köyün doğusundaki tepe üzerinde tahribat bulunmaması, konumu kale olmaya müsait olan bu tepeden seramik parçalarının yüzeye çıkmamasına neden olmuş olmalıdır. Düzyayla’da bulunan fosil: Düzyayla köyü yakınlarında çıkan kömür işletmesinde bulunmuştur. M.T.A. elemanlarınca alçı bandajı yapılıp koruma altına alınarak Bölge Müdürlüğüne getirilen fosil-fil buluntusunun paieontolojik etüdünü yapmak ve sergilenecek duruma getirmek için bölgeden gelen çağrı üzerine 17.9.1991 tarihinde paleontolog Mutlu ERMUMCU Sivas’a gelmiş ve fosil hakkında şu bilgileri vermiştir. ‘Arazide alçılama işleminden önce fosili gören ilgililerin raporunda. Miyosen yaşlı Deinotherium’a ait Maxilla ve Man dibula olarak belirtilen fosil materyalin tamamıyla, alçı bandajla örtülü olması nedeniyle, jeolojik yaşı ve cinsi hakkında bilgi vermek mümkün olmadı. Paleontolojik olarak değerli olduğunu gözlediğim bu materyalin, kesin belirlenmesinin yapılarak yayına hazır ve sergilenebilecek duruma getirilebilmesi için, çok özenli bir laboratuvar çalışması gerekmektedir. Numunenin çok kırılabilir olması, alçı bandajına alınması ve parça birleştirmesinin, kesin olarak sergileneceği mekanda yapılmasını gerektirmektedir.
Aksi takdirde en ufak bir taşınma işleminde dağılabilir. Daha önceki kafa ile aynı yataktan bulunmuş bu fosillerin gerçekten jeolojik ve paleontolojik ve de tarihsel açıdan son derece önemli ve güzel olduğunu gördük. Bu fosiller miyosen yaşlı bataklık havzasında fosilleşmiş bir fauraya ait fil (Hippasion) dişlerinden ibaretti. Tac kısımları oldukça iyi korunmuş, özellikle fillere ait bu izole dişler, bu konunun bir uzmanı oıarak gözlediğim kadarıyla son derece değerli. Dünyada belki de boyut açısından bu büyüklükte ilk örneklerden diyebilirim.”
Köyümüzün Uydudan Görünümü
Bir cevap yazın