Mehmet Şahin ile Söyleşi
Köyümüzün sevilen bir kişiliği ve halay ustalarından Mehmet Şahin ile en güzel geleneklerimizden birisi olan halaylarımızın (Mehmet Şahin’in bildikleri ölçüsünde ve bakış açısı ile) dünü, bugünü, yarını ve halay eğitimi üzerine yapmış olduğumuz söyleşi.
Mehmet Amca tanımayan köylülerimiz için öncelikle bizlere kısaca kendini tanıtabilir misin ?
En Büyük kardeş sen misin Mehmet Amca ?
Yok en büyük ben değilim. Benden büyük Recep Abim ve Zeynep Ablam var. Onlardan sonra ben, sonrada küçük kardeşlerim Ömer, Rahmetli kardeşim Ahmet ve kız kardeşim Güssün var.
Çocukluğun köyde geçti değil mi ?
Çocukluğumun tamamı, gençliğimin ilk yılları köyümüzde geçti. 1979 yılında, 16 yaşındayken İstanbula geldim. 1981 senesinde evlendim ve 86 senesinde ailecek İstanbul’a göç ettik.
Çocukluğunda düğünler nasıl geçerdi Amca ?
Çocukluğun getirmiş olduğu bir güzellikten midir yoksa gerçekten güzel olduğu için midir bilmem; ama çocukluğumuzda Düzyayladaki her şeyin çok güzel olması gibi düğünlerimizde çok güzel geçerdi. Bacalarda Harmanlarda düğün coşkusu yoğun bir şekilde yaşanırdı. Çocukluğumuzda düğünler günümüz düğünlerine kıyasla daha uzun sürerdi. Şimdi şehirdeki düğünleri geçtim, köydeki düğünler bile bazen bir gün içinde olup bitiyor. Tabi bunu zamanın değer kazanmasına bağlamak lazım, hepimiz günlük hayatta sık sık zamanla yarışıyoruz. Bu sebeple eğlencelerimizi kutlamalarımızıda mümkün olduğunca kısa sürede yapıyoruz.
Traktör gelmeden önceki düğüncü gezdirmelerini hatırlıyor musun Amca ?
Tabi ki at üzerinde yaparlardı.
Aynı şekilde ara ara durulup harmanlarda halay çekilir miydi ?
Gayet tabi. Belli harmanlarda durulur uyumuşum oynardı millet. Böylece düğün coşkusu köyün her yerine yansıtılırdı.
Mehmet Amca Halaylarımızı bizlere kısaca tanıtabilir misin ?
Halaylarımız Yöre halkının kültürünü ve geçmişini yansıtan, geçmişi çok çok eskiye dayanan özellikle düğünlerde oynanan Sivas Yöresi halk oyunlarımızdır. Davul Zurna eşliğinde bir ekip halinde oynanır. Genel olarak iki kısımdır. İlk kısmı ağırlama diye tabir ettiğimiz hareketlerin ağır yapıldığı, müziğin ağır çalındığı kısımdır. İkinci kısım ise hoplatma dediğimiz hareketlerin ve müziğin hızlandığı kısımdır. Bana göre halaylarımızın birçoğunun anlattığı bir olay, ortaya bir çıkış nedeni vardır. Ağırlama ve Hoplatma kısımlarıda bu olayların anlatıldığı kısımlar olabilir. Nasıl ki bir filmde önce iyilerin başlarına kötü şeyler gelir üzüntüyle izleriz sonra birden olaylar değişir kötüler cezalarını bulur iyiler hak ettiklerine kavuşur. Ağırlama ve Hoplatma tıpkı bunun gibidir. İlk kısım olayın hüznünü ya da çaresizliği anlatıyorsa ikinci kısım artık yüzlerin güldüğü umudun başladığı yerdir.
Davul Zurna Bu halaylar kadar eskimidir ?
Belki de daha eskidir bunu tam olarak bilemiyorum. Bildiğim şöyle bişey var davul ve zurna çok eskilerde savaşlarda düşmanın moralini bozmak için de kullanılırmış.
Bizim köyün düğünlerinde genelde kimler davul zurna çalardı ?
Hacı Usta vardı Poşa Hacı derler genelde o ve oğulları çalardı. Benim gördüğüm en iyi zurnacılardan birisiydi. Oğulları Erol ve Hüseyin vardı onlarda davulu çok güzel çalarlardı.
Peki Amca Halay ekibi kaç kişiden oluşur ?
Bana göre en az 3 kişi ile halay çekilebilir. Üst sınırı ise alanın büyüklüğüne göre değişir. Halayın çekildiği etkinliğe göre binlerce kişiyede ulaşabilir 5-10 kişiyede düşebilir. Ama ekipler genel olarak 7-8…12 kişiden oluşur.
Ekip kimlerden oluşur peki ?
Ekip o köyün en iyi oynayanlarından oluşur.
Ekip başı yada halay başı dediğimiz kişi en iyi oynayan oyuncu mu olur ?
Kim hangi halayı daha iyi oynuyorsa o baş çeker. Diğer oyuncular hareketlerini ve ritimlerini baş çeken oyuncuya göre ayarlarlar. Hatta baş çeken iyi bir oyuncuysa davul zurna bile ritmini ona göre ayarlar. Baş çeken oyuncu halay için önemli bir oyuncudur ama diğerleride en az onun kadar önemlidir. Örneğin başı çeken oyuncunun yanında duran yani başaltı oyuncusununda halayı çok iyi bilmesi gerekir. Baş çeken ortaya çıkıp tek başına oynamaya başladığında başaltı oyuncusunun halayı idare etmesi gerekir. Baş altındaki oyuncu eğer halayı çok iyi bilmiyorsa ahenk bozulur. Ayrıca ekibin ortasında duran oyuncuda çok önemlidir. Onunda özel bir ismi vardır ama bunu bilmiyorum doğrusu. Bu oyuncu halayın başı ile sonu arasındaki dengeyi sağlar. Başın ve sonun uyumlu bir şekilde hareket etmesi için ortada duran oyuncuda iyi bir oyuncu olmalıdır. Halayın sonunda yer alan “pöçük” diye tabir edilen kişi (günümüzde bu isim artık kullanılmamaktadır) ise halayın sonunu toparlar. Ayrıca küçük çocuklar halaya pöçükten tutturulur. Böylece çocuklara hem halayı öğrenmeleri için fırsat verilir hem de özgüven kazandırılır. Halay başı ortadaki oyuncu ve sondaki oyuncunun arasında kalan oyuncular ise bu üç oyuncuyu birbirine bağlayan bir bağ vazifesi görürler. Halayın görsel detaylarını bu oyuncular yansıtır. Bu sebeple bu oyuncularda halay için çok önemlidir. Kısacası bir ekipte en iyi oynayan oyuncu ya da en önemli oyuncu diye bir şey yoktur. Halay bir ekip işidir ve tüm ekip üyeleri halay için önemli kişilerdir. Birinin aksaması tüm ekibin ahengini ve halayın güzelliğini bozacaktır.
Mehmet Amca halay çekmeyi kimlerden öğrendin ?
Halay çekmeyi, önce Çelikçi’nin Osmana derler, Osman Ercan’dan, daha sonra İsmail Kamçı’dan ve Mehmet Karataş’tan öğrendim. Bu ustaların izinde giderek zaman içerisinde kendimi geliştirdim. Şu an eski ustalar kadar asla olamam; ama bir nebze de olsa o ustaları anımsattığımı düşünüyorum.
Bu saydığın kişilerin haricinde sende iz bırakan ya da bişeyler öğrendim diyebileceğin başkaları var mı ?
İyi oynayan işin ustası tanıdığım oyuncular yani aklımın yettiği, gördüğüm ve duyduğum: Osman Ercan, Mehmet Karataş, Bahattin Uzun, Hüseyin Kaya, Şöhrettin Şeker, Hüseyin Şeker, İsmail Kamçı, Mehmet Ecevit var hepsi de çok iyi halay çekerdi, hepsinden bir şeyler öğrendim. Bence ahir ömrümde dünya gözüyle görebileceğim en iyi halaycıları görme şansı yakaladım. Bu kişilere yetiştiğim için kendimi çok şanslı sayıyorum. Günümüzde bu saydığımız kişiler gibi halayı adamakıllı oynayan, davul zurnay dile getiren halaycı çok az kaldı.
Bu saydığın büyüklerimizden Sence en iyi kim oynardı Mehmet Amca ?
Şu iyi oynardı demek doğru olmaz hepsinin ayrı bir hüneri ayrı bir yeteneği vardı. Birisi bir halayı çok iyi çekerken ötekisi başka bir halayı iyi çekerdi.
Kim hangi halayı iyi oynardı peki ?
Meroyu Hüseyin Şeker ve Ömer Terlemez çok güzel oynardı. Osman Ercan Sivas Halayı’nı çok iyi oynar, Sivas civarında bile benzerine az rastlanır bir oyun sergilerdi. Mehmet Karataş Karahisar halayı ve Kürt Halayı’nı İsmail Kamçı Horohun Bicosu’nu Bahattin Uzun Hafik Ağırlaması oynardı. Hasan Kaya (Dervişin Hasan) Ahçik’i çok güzel oynardı. Ayrıca Kavakligilden rahmetli Bedir Kavak ve Abu Kavak vardı, onların çektiği halay ayrı bir görsel şölendi.
Bu saydığımız ustalara yerinde şimdi kimler var sence
O insanların yerini bu gün hiç kimse dolduramaz bence. Yaşadıkları yıllarda bu saydığımız büyüklerimiz sadece köyümüzün değil, civarın en iyi halaycılarıydı. Günümüzdeki halay ustalarımız bana göre: İsmail Terlemez, Turan Ercan, Mustafa Gümüş ve Mehmet Şekerdir. Bu ustalarımıza ek olarak Necmettin Ercan, Yusuf Kamçı, Serdal-Recep Şeker kardeşler gibi çok iyi oynayan gençlerimiz de var. Bu gençlerimizle birlikte benim bilmediğim halayın ustası olmuş gençlerimizde vardır muhakkak şu an ismi aklıma gelmeyen gençlerimiz kusura bakmasınlar, beni hoş görsünler.
Mehmet Amca iyi bir halaycı olmak için sence eğitim mi yetenek mi gerekir ?
Her ikiside çok önemli ve her ikisinden de biraz gerekli; ama her ikisinden de daha önemlisi halaya karşı içinizde bir merak, bir istek olmalı. İstek ve merak varsa her yaşta herkes halayı öğrenebilir.
Halaylarımızın nereden geldiği ya da hikayeleriyle ilgili bildiklerin nelerdir amca ?
Her halayın kesinlikle bir öyküsü vardır. Ama şu halayın öyküsü şöyledir diyerek bilmediğim daha doğrusu doğruluğundan emin olmadığım bilgiler verip insanları yanıltmak istemem. Genel olarak şunu söyleyebilirim bu halaylar bizlere atalarımızın yaşamış oldukları önemli olayları yerine göre bir doğal felaketi yerine göre bir savaşı ya da dillere destan bir aşkı anlatan oyunlardır. Hepsinin böyle bir çıkış noktası vardır. Örneğin karkın halayının doğal bir felakete maruz kalan yöre halkının bu felaketi ve sonrasını anmak için oluşturdukları söylenir. Karkın eski türkçede sel anlamına geliyormuş. Halayda da seli anımsatan belli hareketler var örneğin oyuncular arka arkaya dizilir su dalgasını anımsatan bir şekilde eğilip kalkarlar. Ayrıca hoplatma kısmındaki bazı hareketler suyun çekilmesini anlatıyor olabilir. Belkide yöre halkı bir sel felaketi sonrası varını yoğunu kaybederek büyük bir yıkıma uğradı ve bu olayı anmak için bu halayı oluşturdular. Akla uygun gelsede, kesinliği hakkında bir şey söylemem doğru olmaz.
Yani Halaylarımız bizlere geçmişte yaşananları anlatan bir oyun mudur ?
Tabiki. İnsanın geleceğe birşeyler bırakma arzusu, bana göre, halaylarımızında ortaya çıkmasını sağlamıştır. Nasıl günümüzde önemli bir günümüzü fotoğraf makinesi kamera vb. bir cihaz ile çekip gelecekte de izlemek için saklıyorsak; halaylarımız da bu önemli günlerin, olayların çeşitli hareketlerle ve müzikle ifade edilerek kaydedilmiş halidir.
Halaylarımızın sende çağrıştırdığı bir şeyler var mı amca ? Halay çekerken hangi duyguları yaşarsın neler hissedersin ?
Davulun zurnanın ritmine kendimi bırakır yerine göre hüznü yerine göre coşkuyu yaşarım. Her halayın bende çağrıştırdığı bambaşka duygular vardır. Mesela Sivas Halayı oynarken hep Osman Ercan’ı yad eder onun gibi oynamayı gayret ederek oynamaya çalışırım. Ahçik halayı oynarken Dervişin Hasan gibi içten oynamaya çalışır onu yad ederim.
Amca oynanan oyunların ve kıyafetlerin yörelere göre farklılık göstermesinin sebebi nedir sence ? Örneğin Hafik’te oynanan oyunla Doğanşar’da oynanan arasında, küçükte olsa farklılıklar var.
Oyunlardaki yorum farkı ve o bölge insanının yaşam tarzı diyebiliriz. Bazı yerlerde davul zurna biraz hızlı çalınırken bazılarında daha yavaş bir şekilde çalınır. Yine bazı halay hareketleri de aslından tamamen uzaklaşmadan farklı yapılır. Bu tamamen yöre halkının yaşam tarzı ve halay geleneği ile ilgilidir. Eskiden civar köylerin ve Hafik’in içinde en iyi oyunu bizim köy oynarmış. Horohonlular bir düğüne iştirak etti mi herkes “Horohonlular geldi, onlar daha güzel oynar” deyip halayı bizim köylülere bırakırmış. Günümüzde ise sanki köyümüzde oyuncu kalmadı. Kimseyi küçümsemek için söylemiyorum yanlış anlaşılmasın, bizim çektiğimiz halayın yanına yaklaşamayacak kişileri, ekibimiz olmadığı için, usta diye izlemek zorunda kalıyoruz. Bu sebeple kendi ekibimizi oluşturmamız, gençlerimize halayı ve ekip ruhunu aşılamamız lazım.
Böyle bir çalışma yapılıyor mu peki ? Yani kendi halk oyunları ekibimizi oluşturmak için herhangi bir girişim var mı ?
Derneğimizin böyle bir vaadi var. Benim liderliğimde böyle bir ekip kurulacak. Özellikle gençlerimize ve çocuklarımıza halayları öğretmeye çalışacağım. Ayrıca düğünlerimizde ve pikniklerimizde halay çekmek için en iyi oyunculardan oluşsan bir halay ekibi kuracağız.
Ne zaman hayata geçecek bu proje ?
Proje bu yıl içinde hayata geçecek. Beklediğimiz birkaç küçük, fakat önemli detay var. Herkesin bildiği gibi derneğimiz, köyümüz adına bir yer alıyor. Şu an onun çalışmaları yapılıyor. Bu yerin alınması bizim halay ekibi ve halay okulu projemiz için çok önemli. Malesef şu an için çalışma yapabileceğimiz uygun bir kapalı alan yok. Bu yerin alınması, bu sorunu büyük ölçüde ortadan kaldıracaktır. Bunun haricinde yöresel kıyafetlerimiz şu an için yok. Eminim ki derneğimiz tarafından, köyümüz adına, alınacak olan bu yer işi güzel bir şekilde sonuçlandıktan sonra, yöresel kıyafetlerimizde hazırlanacaktır.
Dediğin halk oyunları ekibinin bu seneki köy pikniğine yetişmesi mümkün mü amca ?
Pikniğimize neredeyse 3-4 ay var. İki ay içinde Sivas’ın en iyi halk oyunları ekiplerinden birisini oluşturabilirim. Bu konuda kendime güveniyorum. Çünkü az önce de söylediğim gibi eskiden en iyi oyuncular bizim köyümüzdeymiş, şu an yine çok iyi oyunculara sahibiz. Halay Düzyaylanın toprağında, bizim ise kanımızda olan bir şey. Yeter ki biraraya gelip içimizde var olan bu yeteneği ortaya çıkaralım. Eminim eskiden olduğu gibi millet horohonluları izlemek için yine can atacaktır.
Halaylardaki farklılıklar gibi halaycıların giydiği yöresel kıyafetlerdeki farklılıkların nedeni nedir sence ?
Yaşam tarzı en önemli etkendir. Ayrıca iklim, bitki örtüsü vb. etkenlerde kıyafetlerdeki renklerin ve aksesuarların farklılaşmasında bence önemli bir role sahiptir. Ormanlık bölgede yer alan köylerdeki renk ve giyim tercihi ile bozkır bir bölgedeki bir köyün renk ve giyim tercihi farklı olacaktır. Dolayısıyla bu bile yöresel kıyafetlermizin farklılık göstermesinde etkilidir
Düğünlerde farklı yörelere ait halayların oynanmasını nasıl karşılıyorsun amca örneğin Tokat yöresinin Ellik Halayı var
Bu halaylarda davul zurna eşliğinde olduğu için bizim halaylarımızla benzeşen noktaları var. Ellik mavilim… gibi oyunlar bizim halaylar oynandıktan sonra düğünün sonuna doğru oynayabilir bir mahsuru yok. Bu halaylar bir kaç kolay hareketten ibaret olduğu için oynanış açısından diğer halaylarımıza göre çok kolaydır. Düğünde bulunan pek çok kişi tarafından kolayca oynanabilir. Bu yüzden bizim halaylarımız sona erdikten sonra halaya katılan kişi sayısını arttırmak ve halay çekmek isteyen herkesi bu coşkuya ortak etmek adına, bu yörelerin bu halaylarıda oynanabilir. Komşu illerimizde yaşayan halkımızın kültürünü görmek tanımak açısındanda güzeldir bence. Ama bizim halaylarımız dururken karadeniz yöresinin oyunlarını oynamaya çalışmak bana pek doğru gelmiyor. Karadeniz oyunlarını sevmediğim için değil; ama insan bilmediği bir işi yapmaya kalktığında ya eline yüzüne bulaştırır ya da komik durumlara düşer. Günümüz salon düğünlerinde de malesef bu hatalar ara ara yapılıyor. Misafir olarak başka yöreden insanlar gelir kendi oyunlarını oynarlar saygıyla izleriz. Ama kendi kendimize bilmediğimiz bu oyunları oynamaya çalışmak bence pek doğru değil. Her yörenin oyununu en içten en iyi kendi adamı oynar. Bizim kendi oyunlarımıza sahip çıkmamız gerekir.
Sence gerektiği kadar sahip çıkabiliyor muyuz oyunlarımıza ?
Çıkıyoruz desek yalan söylemiş olurum. Karadeniz Horonunu her düğünde oynasak adı yine Karadeniz Horonu olacak, Horohon Horonu olmayacak ama Bizim Horohon Bicosu diye bir halayımız var. Köyümüz adına bun halayımızın isim hakkı tescillendi mi bilmiyorum; ama bu halayı köyümüzün tanıtımı için bir araç olarak kullanamıyoruz. Bu halayımız yer yer farklı adlarlar anılmaya başlandı. Belki zamanla Horohon ismi ordan silinip bizim halayımızın adı Ters Bico ya da başka bir isimle anılacak
Horohon Bicosunun diğer Bicodan farkı nedir ?
Hareketleri diğer bicoya göre daha değişiktir. Davul Zurnası ve ritmi diğer Bico ile aynıdır. Buradan anlatmak biraz zor. Ama Halk oyunları çalışmalarımız başladığında tüm halaylarımızı A dan Z ye kaydederek herkesin izlemesi ve öğrenmesi için sitemiz üzerinden paylaşacağım. İki Bico arasındaki fark o zaman daha kolay bir şekilde anlaşılır.
Merakla bekliyoruz Amca inşallah güzel çalışmalar ortaya çıkarırsınız.
Birlik içinde olduktan sonra her şeyi başaracağımıza inanıyorum. Yeri gelmişken Bu çalışmalara katılmak isteyen gençlere şunu söylemek istiyorum. Halay çekmek insana sadece davul zurna karşısında hareket etmeyi öğretmez. Halay çekmek insan birçok şey kazandırır. Her şeyden önce özgüven kazanırsınız. Çünkü tüm milletin gözü sizin üzerinizde olur ve siz bu bakışlar altında ortaya bir şey koyarsınız bu da kendinize olan güveni arttırır. Ayrıca insanları toplumunsallaştırır. Halay çekmek ekip çalışmasının önemini gösteren ve ekip halinde birşeyler yapmanız gereken bir uğraştır. Dikkat ederseniz usta halaycılarımız diğer insanlarla kolay iletişim kuran ve girdikleri her ortama neşe katan kişilerdendir.Bu nedenlerle halay çekmek isteyen, halay çekmeyi öğrenmek isteyen tüm gençlerimizi, yapacağımız çalışmaların içinde yer almaya davet ediyorum.
Amca halayları geri dönecek olursak kadınların halaylarında erkeklerin halaylarından farklı olarak türküler var örneğin Madımak Türküsü Ahçik Türküsü… Kadın halaylarında türkü olmasının sebebi nedir ?
Sebebi davul zurnanın açık alan çalgısı olması ve erkek meclisinde çalınması. Biraz daha detaylı anlatacak olursak; köy düğünlerinde kadınlar eğlencelerini kapalı bir yerde yaparlar. Halay çekebilmek için gayet tabi bir ezgiye ihtiyaç duyarlar. Davul zurna erkek meclisinde çalındığı ve açık alan çalgısı olduğu için, bu ezgiyi oluşturmak adına kadınlar halay çekerken türkü söylerler. Hatta bir ahenk yakalamak adına önce iki kadın türkünün bir bölümünü söyler ve susar. Sonra diğer iki kadın türkünün diğer bölümünü söyler böylece halay hareketleri bu ezgiler eşliğinde devam eder. Ayrıca bu türküler kültürümüz hakkında da bilgi verir. Örneğini verdiğin ahçik adlı türkü farklı dinlere inanan sahip iki genç birbirlerini severfakat inanç farklılığından dolayı bir araya gelemezler. Türküde bu olay anlatılır. Madımak ise toplumun beslenmesinde önemli bir yeri olan birçok yemeği yapılan bir bitkinin yöre kadınının hayatında ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Günümüzde memleketimizi bilmeyenler için madımak farklı çağrışımlar yapsada, madımak yöre soframızın vazgeçilmez tatlarından birisidir. Madımağın türkülerimize, halaylarımıza kadar girmesi, onun geçmiş kuşaklarımız için ne kadar önemli olduğunu, sevildiğini göstermektedir.
Kadın halaylarında erkek halaylarından farklı olarak türküler vardır. Bunun en temel nedeni ise kadınların halay çekerken davul zurna ezgisi gibi bir ezgiye ihtiyaç duymalarıdır. (Köyümüzde yapılan pikniğimizden bir görüntü)
Türküler Davul Zurna ezgileri kadar eski midir sence ?
Davul zurna ezgileri eminim çok daha eskidir. Türkülerin birçoğu daha sonradan müziğin üzerine yazılmıştır diye düşünüyorum.
Halaylarımız için gördüğün sorunlar nelerdir peki amca ?
Az önce de söylediğim gibi başka halaylara yönelmemiz en büyük sorunlardan birisi bence. Ayrıca halay çekmeyi bilmeyen kişilerin halayın önlerinde yer alarak halayın seyir zevkini bozmasıda çok çok eskilerden kalma bir sorun bence. Burdan Bilmeyen oynamasın halaydan uzak dursun gibi bir düşüncede olduğum anlamı çıkarılmasın. Demek istediğim iyi oynayanların önlerde oynamayı daha az bilenlerin gerilerde yer almalıdır. Bu hem seyir zevkini arttıracaktır hem de ustaya saygının bir nevi göstergesi olacaktır. Bu soruyla ilgili şunuda söylemeden geçemeyeceğim. Düğünde davul zurna varsa ve bizlerde ordaysak halayları kısa tutun gibi bir istek olmamalı. Eğer halaylara ayıracak vakit yoksa halaya hiç başlamayalım daha iyi. Çünkü halayları kısa tutmak için olduğundan çabuk ve tekrarsız oynamak gerekir bu da halaylarımızın gelecek kuşaklara yanlış aktarılmasına neden olacaktır. Ayrıca halayın yarıda kesilmesi veya oldu bittiye getirilmesi oyunculara saygısızlıktır. Demek istediğim düğünlerde halaylarımıza daha çok vakit ayrılmalıdır.
Amca umarım çalışmalarınız kısa sürede başlar ve halaylarımızı en iyi şekilde genç kuşaklara aktarırsınız. Verdiğin tüm bilgiler ve yorumların için çok teşekkür ediyorum. Söyleşimizin sonunda benim sormadığım senin eklemek istediğin bir şey var mı amca ?
Sende Allaha emanet ol Amca.
_____________________________________________________________________________________________
Not: Yazım hataları ve yanlışlıklar varsa eğer, bunun için özür. Düzeltilmesini istediğiniz bilgiyi ya da çıkarılmasını istediğiniz kısmı bildirmek için, iletişim kısmından bizimle iletişime geçebilirsiniz. Yazıda ismi geçen büyüklerimizin, elinizdeki fotoğraflarının yazıya eklenmesi için, duzyaylakoyu@gmail.com adresine mail atabilirsiniz. Site yönetimi ve Mehmet Şahin’in izni olmadan, yazının başka bir sitede yayınlanması ya da yazıdan alıntı yapılması durumunda, yasal haklarımızı kullanacağımızı belirtiriz. Vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederiz. Fotoğrafların büyük kısmı için Cafer Doruk’a ayrıca teşekkür ederiz.
BENİM NACİZANE BİR TAVSİYEM VAR HER AY BİR KÖYLÜMÜZÜN YAŞLILARIYLA BİR SÖYLEŞİ YAPILIP SİTEMİZDE YAYINLANABİLİR.GENÇLERİMİZ BURADAN EN AZINDAN TAKİP ETME İMKANLARI OLUR.MUSTAFA AMCA AZINA YÜREĞİNE SAĞLIK ESKİ GÜNLERİ ÇOK GÜZEL ANLATMIŞSIN.ALLAH RAZI OLSUN
İ.B.B
SATINALMA MÜDÜRLÜĞÜ
Kültürünüzü yasatmaniz ne guzel.cok guzel bir söyleşi olmus yuregine saglik mehmet dayi..
Cok sagol gelinim
Evet Mehmet abi bu güzel örf ve adetlerimizin siz kıymet bilenler vasıtasıyla gelecek nesillere aktarılması bizleri çok sevindiriyor.Bu güzel söyleşi ve bilgiler için sana ve Raşit’e teşekkür ediyorum…
Heryerde birlik, her yerde kardeşlik….
SEVGİLİ HACI ABİ.HEPİMİZ SENİN KÖYÜMÜZE OLAN DÜŞKÜNLÜĞÜNÜ BİLİYORUZ. YETİŞTİRECEĞİN ÖĞRENCİLERİNLE ÖRF VE ADETLERİMİZİ, HALK OYUNLARIMIZI GELECEĞE TAŞIYACAĞIN İÇİN ŞİMDİDEN SONSUZ TEŞEKKÜRLERİMİ SUNARIM..