Son Çıkan Fitneler

Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berakatuhu
Değerli kardeşlerim,
islâm coğrafyasında; islamı ve müslümanları dünya gözünde kötü gösteren, dünya üzerinde islamın ve müslümanların yanlış tanınmasına sebebiyet veren, başka ülkelerde islâm’a fobinin artmasna yol açan,islâm coğrafyasını kasıp kavuran bu fitne gurbunun ve ortamının iyi analiz edilmesi için Kur’an ve sünnet doğrultusunda, peygamber i zişan efendimiz aleyhissalâtü vesselamın uygulamalarından da örnek vererek bu gurupların yaptıklarının islâm’la bağdaşmadığını, kur’ana sünnete ve islama yakışmadığını, ters düştüğünü sizlere izah etmeye çalışacağım. Öncelikle Kuranı hakim de cenabı mevla yı zülcelal vel kemal hazretleri bir ayeti celile de bizlere buyuruyor:

مِنْ أَجْلِ ذَلِكَ كَتَبْنَا عَلَى بَنِي إِسْرَائِيلَ أَنَّهُ مَن قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ أَوْ فَسَادٍ فِي الأَرْضِ فَكَأَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمِيعًا وَمَنْ أَحْيَاهَا فَكَأَنَّمَا أَحْيَا النَّاسَ جَمِيعًا وَلَقَدْ جَاء تْهُمْ رُسُلُنَا بِالبَيِّنَاتِ ثُمَّ إِنَّ كَثِيرًا مِّنْهُم بَعْدَ ذَلِكَ فِي الأَرْضِ لَمُسْرِفُونَ
İşte bu nedenle İsrâiloğulları’na şöyle yazmıştık: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkartmaya karşılık olmaksızın, haksız yere bir cana kıyarsa, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir can kurtarırsa, bütün insanları kurtarmış gibi olur. Peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırıya gitmektedirler.(Maide suresi ayet 32) müslümanın şiarı müslümanın yolu bu şekilde olmalıdır. Kuranı kerimde peygamber i zişan efendimiz aleyhissalâtü vesselâm a hitaben cenabı hak:
ادْعُ إِلِى سَبِيلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُم بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِينَ

(Ey Resulüm!) Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır! Ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz Rabbin kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete kavuşanları da en iyi bilendir.(Nahl suresi ayet 125)
Değerli kardeşlerim
Hepimiz biliyoruz ama hatırlamakta fayda var. Peygamber efendimiz aleyhissalâtü vesselâm ın uygulamalarında böyle birşey yoktur. Peygamber efendimiz aleyhissalâtü vesselâm islâm tebliğinde islâm mücadelesinde savaşları yapmıştır. Savaşlara katılmıştır, ama hiçbir zaman peygamberimiz ne savaş taraftarı olmuştur, ne de bir insanın öldürülmesine taraftar olmuştur. Bedir savaşını hatırlarsanız bedir savaşında peygamber i zişan efendimiz aleyhissalâtü vesselâm ve ashabı savaşmak niyetiyle çıkmamışlardı. Mekkeden medineye göç ederken,biliyorsunuz memleketimizde sığınmacılar var. Suriye’den gelen bir buçuk milyonu geçmiş sığınmacılar var. Bu insanlar buraya gelirken ne evlerini ne eşyalarını hiçbir şeylerini getiremedi. Her şeyleri geride kaldı. Aynen buradaki sığınmacıların geldiği gibi peygamber ve ashabına yapılan zulüm şiddet ve baskı neticesinde Allah peygamberine inananlarla beraber Medineye hicret etmesini emretti. Peygamber efendimiz aleyhissalâtü vesselâm ve ashabı medineye hicret ederken hiçbir şeylerini götermediler. Yanlarına belki yolda işlerine yarayabilecek basit küçük şeyler aldılar. Belki paraları varsa paralarını, altınları varsa altınlarını, yani birkaç değerli eşya,oda varsa sonra evleri eşyaları efendim hatta hayvanları develeri mekke’de kaldı. Mekkeliler bunları sattı. Elde ettikleri parayla beraber Şam a silah ve malzeme almak için bir kervan gönderdiler. Müslümanların mallarıyla müslümanları vurmak için peygamber efendimiz aleyhissalâtü vesselâm kervanın önünü kesip müslümanların mallarını kurtarmak,gasp edilmiş haklarını geri almak üzere, Medine’den çıktı fakat Mekkeli müşrikler bunu haber alınca 1000 kişilik bir orduyla beraber Medine üzerine yürüdüler Bedir kuyularında iki ordu karşılaştı. Peygamber efendimiz aleyhissalâtü vesselâm savaşmak için çıkmamıştı. zaten savaşmak için çıksaydı yanlarına alabilecek fazla bir şeyler de yoktu 300 kişiydiler 70 tane develeri vardı. 2 tane atları vardı. Geri kalanlar yaya, müşrik ordusu 1000 kişiydi 700 tane develeri vardı 200 tane atları vardı, böylesine kuvvetli bir ordu 300 kişiye karşı elbetteki galip geleceği düşünebilir, ama Allah’ın yardımıyla peygamber i zişan efendimiz aleyhisselatü vesselamın cenâb ı hakk’a dualarıyla (yarabbi sen burda bir avuç su müslümanı helak eder sen yeryüzünde adını yayacak adını anacak kimse kalmaz yarabbi yardım et bize) diye peygamberimizin duası, cenabı hakkın da yardımıyla müşrik ordusunu dize getirdiler müslümanlardan 14 kişi şehit oldu, müşriklerden 70 kişi öldürüldü birçok kişi esir alındı. şimdi dikkat ediniz! Aziz kardeşlerim esir alınanlara peygamber i zişan efendimiz aleyhissalâtü vesselâm esir muamelesi bile yapmadı. Peygamber efendimiz okuma yazma bilenler 10 tane müslüman çocuğa okuma yazma öğrettimi serbest zengin olanlar fidye verirse serbest. okuma yazma bilenler okuma yazma öğreten serbest kaldılar. hiçbir şeyleri olmayan veremeyecek durumda olanları ise peygamber efendimiz aleyhissalâtü vesselâm o şekilde serbest bıraktılar.
İŞİD denilen gurup bırakın müşrik olanları müslümanı öldürüyor hemde hunharca kelle kesiyor. Adam asıyor.Kadınlara tecavüz ediyor.Bu hareketler islamda yasaklanan hareketlerdir.
Hepiniz biliyorsunuz
İslamda savaş halinde iken
Kadınlara
Çocuklara
Cami ve diğer dinlerin ibadet yerlerine
Yaşlılara
Ekili ve dikili alanlara
Ormanlara
Ehil hayvanlara
Aman dileyene
Kabir ve mezarlılara kime ait olursa olsun v.s dokunulamaz.Allahın emri budur.Peygamberin uygulaması bu yöndedir.Bu zalimler sahabe efendilerimizin kabirlerini, islama hizmet etmiş alimlerimizin kabirlerini,sahabe ismi taşıyan camileri,hatta okadar ileri gittilerki peygamber efendilerimizin kabirlerini bombalayarak havaya uçurdular.Dahada ileri giderek Kabeyi Muazzamayı yıkmayı ifade ettiler.Bu tehlikeli islam ve din dışı düşünceleri en azılı kafirler bile dile getirmemişlerdir. Kardeşlerim Mekkenin fethini hatırlayalım Uhud savaşında peygamber (s.a.v)in amcası Hz Hamza dahil 70 tane sahabyi şehit ettiler. Peygamber efendimizin amcası hazreti Hamza radıyallahu anhu efendimizi öyle bir hale soktular ki mübarek kulaklarını kestiler, burnunu kestiler, gözlerini oydular, karnını yarıp kalbini ve ciğerlerini dışarı çıkardılar, tenasül uzvunu kestiler, parmaklarını kestiler, sakalını yüzdüler adeta tanınmayacak hale getirdiler. Bunu yapanlardan peygamber i zişan efendimiz aleyhissalâtü vesselâm mekkeyi feth edince intikam alaıp hepsini kılıçtan geçirebilecekken hepsini öldürebilecekken, işte islamın esirlere aman dileyene af dileyen el kaldırana bakış açısını peygamberimiz Mekke’nin fethinde ortaya koyuyor ve buyuruyor ki istediğiniz yere gidebilirsiniz isterseniz burada kalabilirsiniz hepiniz serbestsiniz malınız da canınızda emniyettedir bizim garantimiz altındadır. kimseye düşmanlık yoktur, kimseye düşmanlık yapılmayacaktır şimdi böyle diyen bir peygamberin ümmeti olarak suriye’de ırak’ta ortaya çıkan bu terör örgütleri allahu ekber deyip insanların kafasını kesip aman dileyen insanları esir aldıkları insanları kurşuna dizdi kız çocuklarının ırzına geçip efendim bunlar bizim cariyemiz deyip müslümanların kadınlarına kızlarına sarkan insan nasıl müslüman olabilir. İnsanların başını kesip top oynayan,bunuda Allah adına yaptığını söyleyen zaliler,Allaha da islama da tüm insanlığada zulmeden zalimlerden başka birşey değildir.İslam zulme rıza göstermez zulmü desteklemez mazlumun yanındadaır.
Bu guruplar aynı Peygamber efendimizin torunu Hz Hüseyin efendimizin mübarek başını kesen harici gürühündan farklı değildir.Onlarda bunu Allah adına yaptığını ileri sürmüşlerdi.Hatta Hz Hüseyin efendimiz yaralı iken‘‘ hadi kellesini kesin ikindi namazımız geçiyor namazımızı kılalım demişlerdi.O zamanki zalimlerle bu zamanki zalimler arasında bir fark yoktur.Allah bizleri böyle zalimlere uymaktan gençlerimizi kandırılmaktan muhafaza eylesin.
Hem islamı hem cihad kelimesini kötü olarak tanınmasına sebep olan bu terör şebekesini bu ümmetin başından defeylesin.Cihad zulmü ortadan kaldırmak için yapılır. insanlara zulüm ve haksızlık yapmak için değil.Nuaim bin Hammad ın El fiten (çıkacak fitnelerden bahseden hadis kitabı)Peygamberimiz bizi bu fitnecilere karşı uyarmış ve şöyle buyurmuştur.

٥٧٣ – حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ، وَرِشْدِينُ، عَنِ ابْنِ لَهِيعَةَ، عَنْ أَبِي قَبِيلٍ، عَنْ أَبِي رُومَانَ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ أَبِي طَالِبٍ، رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: «إِذَا رَأَيْتُمُ الرَّايَاتِ السُّودَ فَالْزَمُوا الْأَرْضَ فَلَا تُحَرِّكُوا أَيْدِيَكُمْ، وَلَا أَرْجُلَكُمْ، ثُمَّ يَظْهَرُ قَوْمٌ ضُعَفَاءُ لَا يُؤْبَهُ لَهُمْ، قُلُوبُهُمْ كَزُبَرِ الْحَدِيدِ، هُمْ أَصْحَابُ الدَّوْلَةِ، لَا يَفُونَ بِعَهْدٍ وَلَا مِيثَاقٍ، يَدْعُونَ إِلَى الْحَقِّ وَلَيْسُوا مِنْ أَهْلِهِ، أَسْمَاؤُهُمُ الْكُنَى، وَنِسْبَتُهُمُ الْقُرَى، وَشُعُورُهُمْ مُرْخَاةٌ كَشُعُورِ النِّسَاءِ، حَتَّى يَخْتَلِفُوا فِيمَا بَيْنَهُمْ، ثُمَّ يُؤْتِي اللَّهُ الْحَقَّ مَنْ يَشَاءُ»٥٦٦ – حَدَّثَنَا سَعِيدُ أَبُو عُثْمَانَ، حَدَّثَنَا جَابِرٌ الْجُعْفِيُّ، عَنْ أَبِي جَعْفَرٍ، قَالَ: «إِذَا بَلَغَتْ سَنَةُ تِسْعٍ وَعِشْرِينَ وَمِائَةٍ، وَاخْتَلَفَتْ سُيُوفُ بَنِي أُمَيَّةَ، وَوَثَبَ حِمَارُ الْجَزِيرَةِ فَغَلَبَ عَلَى الشَّامِ، ظَهَرَتِ الرَّايَاتُ السُّودُ فِي سَنَةِ تِسْعٍ وَعِشْرِينَ وَمِائَةٍ، وَيَظْهَرُ الْأَكْبَشُ مَعَ قَوْمٍ لَا يُؤْبَهُ لَهُمْ، قُلُوبُهُمْ كَزُبَرِ الْحَدِيدِ، شُعُورُهُمْ إِلَى الْمَنَاكِبِ، لَيْسَتْ لَهُمْ رَأْفَةٌ وَلَا رَحْمَةٌ عَلَى عَدُوِّهِمْ، أَسْمَاؤُهُمُ الْكُنَى، وَقَبَائِلُهُمُ الْقُرَى، عَلَيْهِمْ ثِيَابٌ كَلَوْنِ اللَّيْلِ الْمُظْلِمِ، يَقُودُ بِهِمْ إِلَى آلِ الْعَبَّاسِ وَهْنَى دَوْلَتُهُمْ، فَيَقْتُلُونَ أَعْلَامَ ذَلِكَ الزَّمَانِ حَتَّى يَهْرُبُوا مِنْهُمْ إِلَى الْبَرِيَّةِ، فَلَا تَزَالُ دَوْلَتُهُمْ حَتَّى يَظْهَرَ النَّجْمُ ذُو الذَّنَابِ، وَيَخْتَلِفُونَ فِيمَا بَيْنَهُمْ»
Siyah bayrakları gördüğünüzde yerinizden kıpırdamayın. Ellerinizi ve ayaklarınızı hareket ettirmeyin (harekete geçmeyin). Sonra kendilerine ehemmiyet verilmeyen zayıf bir topluluk zuhur eder. Kalpleri demir parçaları gibidir. Onlar devlet sahipleridir (hum ashabu’d devle). Ne söz ne de ahit tanırlar. Hakka çağırırlar ama kendileri hak ehli değildir. İsimleri künyedir. Nisbetleri ise köy ve şehirlerdir. Saçları kadın saçı gibi uzatılmış ve salınmıştır. Aralarında ihtilaf çıkıncaya kadar bakidirler. Sonra Allah hakkı dilediğine verir…(El Fiten, Hafız Nuaym Bin Hammad)

٨٧ – حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ الْعَطَّارُ، حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ رَجُلٌ مِنَّا، عَنِ الْوَلِيدِ بْنِ عَيَّاشٍ، قَالَ: قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْعُودٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ: قَالَ لَنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «أُحَذِّرُكُمْ سَبْعَ فِتَنٍ تَكُونُ بَعْدِي، فِتْنَةٌ تُقْبِلُ مِنَ الْمَدِينَةِ، وَفِتْنَةٌ بِمَكَّةَ، وَفِتْنَةٌ تُقْبِلُ مِنَ الْيَمَنِ، وَفِتْنَةٌ تُقْبِلُ مِنَ الشَّامِ، وَفِتْنَةٌ تُقْبِلُ مِنَ الْمَشْرِقِ، وَفِتْنَةٌ مِنْ قِبَلِ الْمَغْرِبِ، وَفِتْنَةٌ مِنْ بَطْنِ الشَّامِ وَهِيَ فِتْنَةُ السُّفْيَانِيِّ» قَالَ: فَقَالَ ابْنُ مَسْعُودٍ: مِنْكُمْ مَنْ يُدْرِكُ أَوَّلَهَا، وَمِنْ هَذِهِ الْأُمَّةِ مَنْ يُدْرِكُ آخِرَهَا، قَالَ الْوَلِيدُ بْنُ عَيَّاشٍ: فَكَانَتْ فِتْنَةُ الْمَدِينَةِ مِنْ قِبَلِ طَلْحَةَ وَالزُّبَيْرِ، وَفِتْنَةُ مَكَّةَ فِتْنَةُ ابْنِ الزُّبَيْرِ، وَفِتْنَةُ الْيَمَنِ مِنْ قِبَلِ نَجْدَةَ، وَفِتْنَةُ الشَّامِ مِنْ قِبَلِ بَنِيِ أُمَيَّةَ، وَفِتْنَةُ الْمَشْرِقِ مِنْ قِبَلِ هَؤُلَاءِ

Ebu Hureyre (R. Anhu) tarikiyle rivayet edilmiştir. Geçmiş dönemde okuduğum halde bende bir izi bırakmamış! Bu hadisin senedi Peygamberimize kadar ulaşıyor. Mevkuf değil, merfudur. Bu hadise göre Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır: “Benden sonra size dört fitne gelecektir. Birincisinde, kanlar (dökülmesi) helal kılınacaktır. İkincisinde hem kanlar hem de mallar helal kılınacaktır. Üçüncüsünde ise hem canlar hem mallar hem de uçkurlar helal kılınacaktır. Dördüncüsü ise örten, kapatan, bürüyen kör ve sağır bir fitnedir; denizdeki dalgalar gibi kabarır, hareket eder. Hiç kimse ona karşı bir sığınak bulamaz. Şam’da tayf ve karaltı gibi dolaşır; Irak’a çöreklenir. Eliyle ve ayaklarıyla el Cezire’yi vurur . Ümmet, derinin tabakhanede çekiştirilmesi gibi çekiştirilir, belaya maruz kalır. Kimse ‘yeter, yeter’ diyemez ve bir yerden kalksa diğer yerde patlak verir ve çöreklenir (hadis no: 87, s: 31)….”

Kuranı kerimin bazı ayetlerini alarak yalan yanlış te’vil ve yorumlarla kendi görüşleri doğrultusunda kullanıyorlar.
Bu adamların ehli sünnet vel cemaat la uzaktan yakından alakaları yoktur.İslamı bidiklerini zannedip islamı bilmeyen,anladıklarını zannedip yanlış anlayan bir topluluk.
Tamamen efendimizin ifade buyurduğu gibi fitneci bir topluluk.
Allah masum duygularla kanıpta bu zalimlere uyan masum müslümanlara hidayet eylesin.
Şunuda unutmamak gerekir.1969 Ruslar Afganistanı işgal etti o zamandan bu zamana kaos ve kargaşa karışıklık ve savaş bitmedi.1969 da doğan bir insan şimdi 45 yaşında oluyor.Böyle bir ortamda yetişen insanın haleti ruhiyesi ve pisikolojik durumu çok farklıdır.Aynen Suriye ve Irakta ve diğer karışık olan bölgelerde olduğu gibi.
[show_avatar email=8 align=right show_name=true]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.