Yöresel Kıyafetlerimiz

Giyim sadece insanoğlunun gereksinimi olan bir ihtiyaçtır. İnsanların giyinme tarihine göz atarsak; eski çağlarda insanlar, avladıkları hayvanların postlarını giyerek soğuktan korunmayı öğrenmişlerdir. İnsanların yerleşik hayata geçmesiyle birlikte değişen yaşam tarzları, insanların giyim tarzlarını da değiştirmiştir. Zamanla kemikten dikiş iğnesi yapan insan, dikiş becerisini geliştirerek moda denen kavramı başlatmıştır. İlerleyen zamanlarda ise insanlar dini inançlarına, geleneklerine, yaşam tarzlarına göre giyinmeyi belirlemişlerdir.

Günümüzde ise giyim vazgeçilmez bir sektör haline gelmiştir. Moda ve tasarım ticari ve günlük gereksinimlerin en başında yer almaktadır. Bir tasarımcı gözüyle, yöresel kıyafetlerimizin ne kadar çok emek verilerek ve inanılmaz tasarımlarla yapıldığını fark ettim. Bunların çeşitliliğini ve yapılışını yeni nesil arkadaşlarımızla paylaşmak istedim.

BAŞÖRTÜ (HİNDİ): Değişik renklerde olan, kenarları ya da içi desenli örtülerin, kenarlarına değişik boyuttaki metal puldan oyalar örülür, dikilir. Yazın beyaz tülbentler ve daha hafif oyası olanlar tercih edilir. Yeni gelinler ikili olanını (çift değirmi) başlarına bağlarlar. Nişannılı kızlar ve yeni gelinler yaşmak almak zorundadır. (son durum ne bilmiyorum) Yaşlı teyzelerimiz beyaz tülbente yapılmış genelde boncuk oyası kullanırlar. Atkılarını başlarına almadan sokağa çıkmazlar.

BEYAZ BÜRÜK: Gelinlik kızlar ve yeni gelinler, iki​ tane başörtüden oluşan beyaz, kenarları siyah küçük desenlerden oluşan örtüyü kullanır. Kullanmamak büyüklere ya da erkek tarafına saygısızlıktır. Düğünlerde ise genelde siyah kumaştan dikilen, adına bürük denen (çarşaf), kadınların renkli düğün kıyafetlerini erkeklerin görmemesi için giyilen bir kıyafetimizdir.

ÇANTA:Ne kadar büyük emekle örülmüş ve dokunmuşlardır. Minik cüzdanlar , çoraplar kadın ruhunun inceliğinin kanıtıdır.

ÇORAP: Hepsi ayrı desen, ayrı renkler kullanılarak örülmüşlerdir. Bir zamanların soğuktan korunmanın vazgeçilmezi olan çoraplar, artık sadece aksesuar amaçlı kullanılmaktadır. Kilim örneği, Özen örneği, kilitli… Ve benim adını bilmediğim birsürü motiflerle kadınlarımız; hayallerini, hikayelerini bu çoraplara dokumuşlardır yıllarca.

ENTARE (entere, fistan): Bele kadar klasik, pensli üst beden çalışılır .Belden sonra ise; eteğin üst kısmına çok sık pililer verilerek etek kısmı üst bedenle birleştirilir. Elbisede kol çalışılırken; omuzlar büzgülü, kol ağızları manşetli ya da lastik büzgülüdür. Elbisenin etek uç kısımlarına renk renk şeritler (cil) dikilerek ayrı bir hava katılır. Şeritlerin üzerine de isteğe bağlı “su taşı şeritler” dikilir. Çoğunlukla gençlerimiz, bu tür süslemeyi tercih emektedir. Yazları açık renkli, terletmeyen kumaşlar (poplin, vual, pazen vb.) tercih edilmektedir. (Gelinlik kızlara “oraklık” adı altında bu kumaşlar hediye alınır) Kışın ise; daha kalın, sıcak tutan, kadife tarzı kumaşlar dikilir. “Üç etek” (peşli) ise düğünlerde genç kız ve gelinler tarafından giyilen üç parçalı kıyafetimizdir.

ERKEK ŞALVAR: El tezgahında yün ipten dokunduktan sonra işlemelerle süslenir.

FES: Boncuk ve pulla işlenir, erkek çocuklar düğün, nişanlarda kullanır.

KESE: Ne kadar ince düşünceli olduğumuzun bir kanıtı olarak kese; çok fazla emek verilen, düğünlerde hanım düğüncülerin beline taktığı, para ya da çerez koyduğu, süslenmiş torbalardır.

KÖYNEK (İçlik): Şalvardaki dokuma tekniği ile dokunur. Kollu ya da kolsuz olarak dikildikten sonra elbisenin (üçeteğin) yanından gözükecek kısımlara alpaka tarzı kumaştan pililenmiş parçalar dikilerek pul, boncuk, boru vb. aksesuar ürünleriyle otantik işlemeler yapılır.

KUŞAK: Boyanmış yün ipten şalvar dokuma tekniği ile tezgahlarda dokunduktan sonra renklendirilmiş ipler ile tel tel sayılarak işlenir. Dört köşesine ayrı desen konularak farklı kullanım sağlanır. Elbisenin üst kısmında, üçgen kısım bedenin arkasına gelecek şekilde, kullanılır.

MİNTAN ÖNLÜK: Hazır olarak alınır, düğün, nişan ve özel (Hıdırellez)günlerde gençler giyer.

ÖNLÜK: En çok çeşidi olan kıyafettir. Oymalı, boncuklu, şal işleme, günlük fırfırlı. Tamamen el emeğiyle boncuklar işlenir, ya da değişik renkli kumaşlarla farklı desenler verilerek hazırlanır. Gençler süslenmiş olanlarını, orta yaş ve üstü ise; renkli pazen kumaştan, kenarları fırfırlı olanları kullanır. Bele önlük takmak görgü kurallarından sayılır. (O ne gı sohağa eyle dasdaylah çıhılur mu)

PULLU:Yeşil ve kırmızı satentül üzerine pul işlemelidir. Özel günlerde başörtü üzerine ikiye katlanarak kullanılır.

PULLU YELEK: Genelde erkek çocuklar ve gençler için dikilir. Kırmızı alpaka tarzı kumaştan içi astarlanır, değişik desenler verilmiş kumaşlar kesilip üzerine dikildikten sonra; sedef düğme, pul, beyaz taş boncuk ile işlenir. Her doğan erkek çocuğa dikilir.

ŞALVAR (Tahtalı Tuman): El dokuma kilim tezgahlarında, çok ince renklendirilmiş iplerle dokunan kumaştan dikilir. Genelde paça ve üst kısım iki ayrı desenden oluşur. Hazır giyim hayatımıza girmeden öncede iç çamaşırları bu yolla üretilir kullanılırmış. Bizim elimizde artık sadece özel günlerde kullanabileceğimiz, özellikle üç eteğin altına giyilen, paçaları renk renk iplerle ya da keçi kılının (filik) boyanmasıyla elde edilen iplerle püsküllenen şalvarlar vardır.

YANBAĞ: Elbise ve kuşağın en üstüne, bedenin yan kısımlarına gelecek şekilde bağlanır. Bağlandığı ipten başlayarak hepsi el emeğidir. Boyanmış yün ya da hazır orlondan püsküller yapılarak, isteğe bağlı , püsküllere beyaz taş boncuk takılarak hazırlanır.

Eminim değinemediğimiz bir çok kıyafetimiz vardır. Yüzeysel anlatırken bile yoruldum. Bu kadar emek veren büyüklerimiz ne güzel dokumuş,örmüş,işlemiş,ne güzel gelenekler bırakmışlar bizlere. Allah hepsinden Razı Olsun.

[show_avatar email=9 align=right user_link=authorpage show_name=true]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.