Sevgili Düzyaylalılar, 6 ocak 2013 pazar günü dernek yönetimi seçimi için bir araya geldik. Her seçim dönemi olduğu gibi, üyelerimiz sandık başına gelerek seçme hakkını kullandı ve yeni yönetim kurulunu belirledi. Üyelerimizin tercihleri doğrultusunda bizler yönetim kurulunun yeni üyeleri olduk. Öncelikle bizi tercih eden etmeyen herkese teşekkür ediyorum. Bizleri tercih eden etmeyen herkese; aynı içtenlikle, aynı duyarlılıkla, aynı hassasiyetle yaklaşacağımızı bir kez daha yinelemek istiyorum. Bizi tercih edenlere ne kadar yakınsak; tercih etmeyenlere de aynı mesafede yakınız. Seçim günü yapmış oldukları tercihe sonuna kadar saygılıyız. Seçim sonrası söylediğim gibi: “Ne Metin Ercan seçimi kazanmıştır ne de Refik Ecevit kaybetmiştir”. Kazanan Düzyayla olmuştur. Bu süreç bizlere göre artık çok gerilerde kaldı. Yaşanılan tatlı rekabeti seçim salonunda bırakıp geleceğe bakmamız hepimiz için en doğrusu olacaktır. Ayrıca seçimle alakalı konuları gündeme taşımak, bizler için hem vakit kaybına yol açacak hem de üyelerimizin iradesine haksızlık olacaktır. Bundan sonraki düşüncelerimiz, “Düzyayla’nın menfaatleri doğrultusunda nasıl çalışırız ?” şeklinde olmalıdır. Bizlerde çalışmalarımıza bu düşünceler doğrultusunda yön veriyoruz.

Sevgili Düzyaylalılar, asıl değinmek istediğimiz konuya gelecek olursak: Son günlerde sosyal paylaşım sitelerinde, özellikle Facebook grubumuzda, yer alan tartışmalar herkesi olduğu kadar bizleri de üzmekte ve endişelendirmektedir. Üzüntümüzün nedeni: Belli bir yaş olgunluğuna sahip biz büyüklerin, fındık kabuğunu doldurmayacak sebepler yüzünden, yorum ve eleştiri adabının dışına çıkarak; olgunluğumuza, büyüklüğümüze yakışmayacak şekilde, aleni bir vaziyette tartışmamızdandır. Endişeli olmamızın nedeni ise: Bizleri takip eden gençlerimizin, bizlere ve diğer insanlara karşı olan tutum ve davranışlarında, bu yazışmaların oluşturacağı olumsuz etkidir. Bizlere yakışan gençlerimizin gözü önünde tartışmak, birbirimizi karalamak değil, “birlik olup neler yapabiliriz ? Köyümüze ne şekilde fayda sağlarız ?” şeklinde fikir oluşturmak, düşünceler üretmek ve gençlerimizi de bu yola teşvik etmektir. Bu grup üzerinden birbirimizi karalamak, saygı sınırlarını aşacak seviyede birbirimizi eleştirmek, bizleri yüceltmeyeceği gibi var olan bir saygınlığımız varsa onunda azalmasına neden olacaktır.

Özellikle belli bir yaş olgunluğuna sahip bizlerin; yaptığımız paylaşımları, yazdığımız yorumları tüm gençlerimizin gördüğü, okuduğu bilinciyle oluşturmamız, yaşımıza uygun davranmanın getirdiği bir sorumluluktur. Dedikoduya mahal verecek söylemler, ne bizlere bir şey kazandırır ne de bizlerin büyüklüğüne yakışır. Hepimiz toprağın altına inanan insanlarız. Kesinliğine şahit olmadığımız olaylarla, kesinliği belirsiz söylemlerle insanları karalıyor, bilerek ya da bilmeyerek iftira atıyorsak ahiret günü bu hesapların bizlerden sorulacağını da unutmamalıyız. Şu üç günlük dünyayı gereksiz tartışmalarla kendimize zehir etmek yerine, hep birlikte, daha yaşanabilir bir hale getirmenin yollarını aramak; hepimiz için bu tartışmalardan daha faydalı bir uğraş olacaktır. Ayrıca Şunu da söylemek istiyorum: Derneğimizin üyesi olsun olmasın, 7’den 70’e, tüm köylülerimizin; dernek yönetimi, dernek çalışmaları, derneğin mali durumu… hakkında ne kadar eleştirisi, ne kadar projesi varsa hepsini dinlemeye, her konuda fikirlerini almaya hazırım. Köyümüzün, köylümüzün menfaatleri doğrultusunda, orta bir yol bulacağımız tüm tartışmalara açığım. Yeter ki tartışmanın yeri burası olmasın.

Sevgili kardeşlerim, Dernek yönetimi olarak sosyal medyada sözcümüz yoktur. Buradaki paylaşımlar, yorumlar kişilerin kendi ve özgür iradesinin bir ürünüdür. Yani Metin Ercan Facebook’ta herhangi bir konu hakkında bir fikir belirtti ise bu Metin Ercan’ın şahsına ait bir fikirdir. Ve sadece Metin Ercan’ı bağlar. Ayrıca dernekten bir kişinin konuşması demek, dernek adına konuşmak demek değildir. Bunun böyle algılanmasını ve bunların herkes tarafından böyle bilinmesini istiyorum. Yönetim kurulu olarak biz bir ekibiz. Ne başkan ne bir başkası, kendi başına karar alıp aldığı bu kararı uygulamaya koyamaz. Dernek yönetimi olarak kararlarımızı “düzenli olarak yaptığımız toplantılarımızda, gündem maddelerini değerlendirerek, salt çoğunluğun fikirleri doğrultusunda” alıyoruz. Gerekli duyuru ve bilgilendirmeleri ise resmi web sitemiz duzyayla.com aracılığı ile yapıyoruz. Ekibimdeki arkadaşlarımdan da şunu rica ediyorum: Facebook grubumuz üzerinden gereksiz tartışmalara yol açacak paylaşımlarda, yorumlarda lütfen bulunmayın ve istisnai bir durum olmadıkça dernek yönetimi adına asla konuşmayın.

Biz hiç kimseye sosyal medyayı kullanmayın ya da paylaşımlara yorum yapmayın diyemeyiz. Böyle bir müdahalemiz söz konusu bile olamaz. Bu konuda bilmeden kalbini kırdığımız kişiler varsa eğer, hepsinden ayrı ayrı özür diliyoruz. Düşünce özgürlüğünün fikir özgürlüğünün olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Dolayısıyla dilediğinizi yazmak, dilediğinizi beğenmek, sorumluluğu size ait olmakla beraber, sizin en temel haklarınızdandır. Kesinlikle hiç kimsenin özgür iradesini yargılayacak, fikir belirtmesini engellemeye çalışacak cehalette değiliz. Tek isteğimiz grubumuzun köyümüz adına duyuruların yapıldığı, güzelliklerin paylaşıldığı bir grup olarak kalmasıdır. Burası tartışmanın, insanlara söz hakkı doğmasına yol açacak sözlerin söylendiği, paylaşımların yapıldığı bir yer olmamalıdır. Tartışmak isteyen arkadaşlarımız bu tartışmalarını “özel mesaj yoluyla” da yapabilirler. Özel mesaj yoluyla yapılan bir tartışmaya sözümüz olamaz.; fakat 1000’den fazla kişinin üye olduğu bir grupta aleni bir şekilde tartışmak, geri kalan tüm grup üyelerinin haklarını hiçe saymaktır. Bu tartışmaları ulu orta yerde ve dedikodu niteliği taşıyan söylemlerle yapmak, kimse üzerine alınmasın, insanların arasına nifak tohumu saçmaktan, gençlerimize kötü örnek olmaktan başka bir şey değildir. Sizlerden tek ricam bu tip tartışmalara sebep olan, yok yere ortamı geren arkadaşlarımıza prim vermemenizdir.

Saygıdeğer büyüklerim, değerli genç kardeşlerim, Köyümüz belki 1000 belki 2000 yıl önce kuruldu bunu tam olarak bilemiyoruz; ama bildiğimiz bir şey var: Bu güne kadar köyümüzden sayısız insan geldi geçti. Arkalarında bıraktıkları miras ise sadece yaptıkları iyi işler oldu. Gün gelecek bizlerde toprak olacağız. Belki zaman o kadar ilerleyecek ki isimlerimiz, cisimlerimiz bile yok olacak. Bizlerden geriye kalan, allahın izniyle, Düzyayla olacaktır. Hatırlamamız gerekir ki bilmediğimiz zamanlardan beri birbirimizden kız almış kız vermiş, istisnasız her birimiz uzaktan ya da yakından, akraba olmuşuz. Aynı köyde, aynı topraklarda doğmuş, aynı havayı soluyup aynı gözün suyundan içip büyümüşüz. Ya da kökümüzü, özümüzü o topraklardan, o köyden almışız. İster köyümüzde doğmuş büyümüş olalım, isterse köyümüzden uzakta doğmuş büyümüş olalım hiç fark etmez “bizler 32 farklı soyadı taşıyan tek bir aileyiz”. Belki zevklerimiz, isteklerimiz, beklentilerimiz konusunda hepimiz birbirimizden farklı insanlarız. Ama eminim ki hepimizin kalbinde, az veya çok, bir Düzyayla sevgisi vardır. Bizleri bir araya getirende bu sevgidir. Gün bu sevgi etrafında toplanıp gelecek nesillerimize, maddi ve manevi bir kültür bırakmak için birlik olma günüdür. Gün Düzyayla’nın, Düzyaylalının çıkarları doğrultusunda tek bir vücut olma günüdür. Gün Düzyaylamızın gelecekteki büyüklerine, gençlerimize, örnek olma günüdür.

Sözlerimi bitirirken son olarak şunu bilmenizi istiyorum: Dernek yönetimine talip olmamızın tek nedeni. Arkamızda “Allah Elmalı’da yatanlardan razı olsun” dedirtecek faydalı işler bırakmaktır. Ne derneğin parasında ne de köyün merasında gözümüz vardır. Arkamızdan edilecek tek bir hayır dua, tek bir saygıyla anma bizler için her şeyden daha değerlidir. Sevgili Düzyaylalılar, ecdadınızı rahmetle andırmanız ve ecdad olacaklarınız tarafından rahmetle anılmanız dileğiyle hepinize en içten saygı ve sevgilerimi gönderiyor; vakit ayırıp okuma zahmetine katlandığınız için ayrıca teşekkür ediyorum. Saygılarımla…

DÜZYAYLA KÖYÜ KALKINDIRMA DERNEĞİ YÖNETİMİ ADINA

BAŞKAN METİN ERCAN