Üniversite Tercihi Yapacak Gençlerimize Tavsiyeler

Öncelikle üniversite sınavına giren tüm gençlerimizi tebrik ediyor; emeklerinizin zayi olmamasını diliyorum. Üniversite sınavına hazırlanmak, sınava girmek ve sonuçları beklemek belki de hayatımızın en stres dolu yılı-yılları olmaktadır. Bu süreç geride kaldıktan sonra başlayan tercih süreci ise en az sınava hazırlanmak kadar önemli bir süreçtir. Çünkü tercih süreci ve tercihiniz, geri kalan ömrümüzü önemli ölçüde etkileyecek bir süreçtir. Bu bakımdan üniversite tercihi yaparken yapacağınız tercihin bir ömür boyu etkili olacağını unutmamalısınız.

“Üniversite tercihimi neye göre yapmalıyım?”

Tabiki her şeyden önce aldığınız puan ve genel sıralamanız tercihinizi belirleyecek en önemli faktördür. Ancak puan ve sıralamanızın dışında ve bence daha da önemlisi; istediğiniz bölümü tercih etmeniz tercihlerinize yön verecek temel kıstas olmalıdır. Kimi durumlarda dershanedeki rehber hocalarınız sırf dershanenin “üniversiteye yerleştirdiği öğrenci sayısı” istatistiğini arttırmak adına sizleri yanlış yönlendirebilirler. Bu noktada dershanenin istatistiğinden ziyade sizin isteğinizin önemli olduğunu unutmamanızı tavsiye ederim.

“Puanım-Sıralamam istediğim bölüme yetmiyor. Açıkta kalmamak adına başka bir bölüm seçsem nasıl olur?”

Şahsi görüşüm bu durumun pek iyi olmayacağı yönündedir. İnsan ilgi duyduğu, sevdiği alanlarda daha başarılı olur ve bu alandaki bilgileri daha çabuk öğrenir. Büyüklerimizin dediği gibi eğer içimizde bir işe karşı “heves” varsa o işi yapmak bizler için çok kolay olur. Ayrıca istemediğimiz bir iş için eğitim almak sil baştan yeni bir hayat planlaması yapmamızı gerekli kılacaktır. Örneğin; öğretmen olmak isterken bankacılık okumak tüm hayallerinizin ve geleceğe dair tüm planlarınızın en baştan değişmesine yol açacaktır. Kısacası puanım-sıralamam istediğim bölüme yetmiyor diye hayallerinizden, ideallerinizden taviz vermemenizi tavsiye ederim.

“Puanım-Sıralamam istediğim bölüme fazlasıyla yetiyor. Puanımın heba olmaması adına daha yüksek puanlı bir bölüm seçsem nasıl olur?”

Puanınızın-sıralamanızın istediğiniz bölüme rahatlıkla yetmesi sizin için sevindirici bir durum olmalı; ancak sırf puanım heba olmasın diye daha yüksek puanlı bir bölüm yazmanız ilerleyen yıllarda bu sevincinizin pişmanlığa dönüşmesine neden olabilir. Bu bakımdan daha yüksek puanlı bir bölüm yazmak yerine aynı bölüme sahip daha yüksek puanlı, köklü bir üniversite yazmak sizler için daha faydalı olacaktır.

“Aynı bölüme sahip köklü üniversitelerin, diğer üniversitelerden farkı nedir?”

Bu üniversitelerin temel farklılıklarını şu şekilde sıralayabiliriz: Her şeyden önce belli bir bilgi birikimine, anlama kapasitesine sahip akademik zekası ortalamanın üzerindeki insanlarla birlikte okuma fırsatınız var. İkinci olarak isim yapmış üniversitelerin çoğunluğu İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya… gibi sosyal imkanların daha fazla olduğu şehirlerde yer almaktadır. Bu şehirlerdeki sosyal imkanların çokluğu üniversitelere de yansımaktadır. Bu sosyal imkanlar üniversitede ders veren hocaların akademik kariyerlerinden üniversitelerin sahip olduğu imkanlara kadar pek çok faktöre etki etmektedir. Üçüncü olarak büyük şehirlerde yer alan köklü üniversiteler; konferans, sempozyum vb. etkinlikleri diğerlerine göre daha sık düzenlemekte ve alanında otorite olmuş kişileri bu etkinliklere kolaylıkla getirebilmektedir. Bu sayede okuduğunuz bölümde söz sahibi olmuş kişilerle tanışma ve fikir alışverişinde bulunma fırsatı elde edebilirsiniz. Ayrıca bu üniversiteler; dünya genelinde ikili ve çoklu anlaşmalarla yurtdışına öğrenci gönderebilmekte benzer şekilde yurtdışından misafir öğrenci kabul etmektedirler. Farklı kültürler tanımak, farklı bakış açıları ile tanışmak açısından bu çok önemli bir imkandır.

“Üniversiteli olayım yeter. Hangi üniversite ya da hangi bölüm olduğunun bir önemi yok.”

(Özel durumlar dışında) Bu düşünce çok yanlış bir düşüncedir. İstemediğiniz bir üniversitede okumaya çalışmak zamanla içinizdeki öğrenme arzusunun yok olmasına sebep olacaktır. İlerleyen yıllarda pişmanlık duymanıza ve yıllarınızın boşa gittiği hissine kapılmanız da ihtimal dahilindedir. Bu bakımdan istemediğiniz üniversiteleri “puanım buraya yetiyor. O zaman ben de burayı seçeyim.” diyerek seçmek yerine mümkünse bir yıl daha tekrardan hazırlanmanızı ve ideallerinizdeki üniversiteyi ya da ideallerinize en yakın üniversiteyi tercih etmenizi tavsiye ederim.

“Üniversiteye yerleşemezsem el alem, konu komşu ne der?”

El alemin konu komşunun ne dediği ya da ne diyeceği hiç önemli değil. Sonuçta hayat sizin hayatınız ve bu hayatı yaşayacak olan konu komşu değil, sizlersiniz. Ayrıca Boğaziçi üniversitesi’ni, Oxford Üniversitesini, El Ezher Üniversitesi’ni… Kısacası dünyanın önde gelen üniversitelerinden birini de kazansanız el alem, konu komşu diyecek bir şeyler yine bulacaktır. Bu yüzden başkalarının hakkınızda ne söyleyeceğini düşünmenizi değil, kendi geleceğinizi düşünmenizi tavsiye ederim.

Son olarak akademik bilgiyi günümüzde hemen hemen her yerde alabileceğinizi bilmenizi isterim. Üniversitenin size katacağı en önemli şeyler mesleki eğitimle birlikte; sosyal becerilerinizi geliştirmeniz, etkili bir iletişim yeteneği kazanmanız, tüm fikirlere tahammül ederek saygı içerisinde tartışabilecek bir üsluba sahip olmanızdır. Üniversite okumak, üniversite diplomasına sahip olmak önemlidir; ancak dünyadaki en önemli şey değildir. Dünyadaki en önemli şey sizin hayatınız, sizin mutluluğunuz ve sizi seven kişilerin varlığıdır. Sahip olduğunuz değerlerin farkına varmak dünyanın en önemli üniversitesinde okumaktan daha kıymetlidir. Üniversiteye yerleşseniz de yerleşemeseniz de bunu unutmamanızı rica ediyor ve hepinize hepimizin okuduğu “Hayat Üniversitesi”nde ömrünüz boyunca başarılar diliyorum.

[show_avatar email=2 align=right user_link=authorpage show_name=true]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.